Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

18 Ocak 2020 Cumartesi

Horlama Nedir?

Horlama nedir?

Uyku sırasında yutak bölgesinde, yumuşak damak, küçük dil ve bademciklerde oluşan gevşeme ile birlikte bu bölgedeki yumuşak doku, solunuma bağlı olarak titrer. Titreşimin etkisiyle yumuşak dokunun çıkarttığı ses horlama olarak tanımlanır. Kadınlara oranla erkeklerde daha sık görülmesinin nedeni fizyolojiktir. Erkeklerin boyun bölgesi kadınlara oranla daha yağlıdır. Bu durum uyku sırasında yumuşak dokunun daha fazla etkilenmesine dolayısıyla daha fazla horlamaya sebep olur. Kilo arttıkça horlamanın şiddeti de bu yüzden artar. Ancak menopoz döneminden sonra kadınlarda hormonal değişiklilere bağlı olarak yaşanan fizyolojik değişim, kadınlarda horlama şiddetinin artmasına neden olur. Bazı durumlarda horlama, basit bir enfeksiyon sonucu oluşan burun tıkanıklığına bağlı olarak görülebilir. Uyku sırasında hava almak için yapılan ek çaba, boğaz bölgesindeki yumuşak dokuların içe doğru çekilmesine yol açar. Enfeksiyonun iyileşmesinden sonra horlama kesilir. Bu son derece normal bir durumdur. Alkol kullanımı ve ilaç kullanımına bağlı olarak da horlama görülebilir. Kullanılan ilaçların ya da alkolün oluşturduğu etki ile kişi, uyku sırasında kas kontrolünü kaybeder. Kasların gevşemesi ile birlikte dil boğaza doğru hafifçe kayar ve horlamaya neden olur. Özellikle sırt üstü pozisyonda yatıldığında artan horlama, uzun ve yorucu bir günün ardından da görülebilir. Tüm bunların haricinde yetişkin nüfusun yaklaşık olarak %25'i sürekli olarak horlar. Horlamaya eşlik eden solunumun kesilmesi ve uykunun bölünmesi gibi belirtiler yoksa bu durum basit horlama olarak tanımlanır. Çoğunlukla yatış pozisyonuna bağlı olarak artış gösteren basit horlamanın şiddeti, kişinin kilo alması ile birlikte artar. Bunun sebebi kilo ile birlikte üst solunum yolunda var olan darlığın artmasıdır. Bu durum genellikle çevredekilerin uyarısı ile fark edilir. Horlayan kişi genellikle hekime çevredekilerin uyarıları üzerine başvurur. Ancak solunumun belirli aralıklarla kesilmesi ya da kişinin uykusundan uyanması, pek çok farklı sağlık problemine yol açan, tıkayıcı uyku apne sendromu belirtileri arasında yer alır. Bu rahatsızlık, kişinin horlama nedenleri araştırıldıktan sonra mutlaka tedavi edilmesi gerekir. 

Horlama neden olur?

Horlama, çoğunlukla pozisyona bağlı olarak görülse de yorgunluk, uykusuzluk, sigara ve alkol tüketimi, var olan enfeksiyon hastalıkları ve kullanılan ilaçlar da horlamayan kişilerin horlamasına; horlayanların da daha şiddetli horlamasına yol açar. Uyku sırasında geniz bölgesinde yer alan yumuşak doku bir miktar gevşer. Bu gevşemeye bağlı olarak nefes alıp vermek güçleşir. Hava akışının bu bölgede oluşturduğu türbülans, yumuşak dokuların titreşmesine yol açar. Oluşan bu titreşim de horlama olarak tanımlanan sesin oluşmasını sağlar. Horlama yüzünden yeterince oksijen alamayan ya da almak için uğraş veren kişi, sabahları yorgun, hâlsiz ve uykusuz olarak uyanır. Ancak kişi horladığının farkında olmadığı için bu durumdan şüphelenmez. Basit horlama olarak tanımlanan bu durumu kişi ancak diğer kişilerin horlama sesinden rahatsız olması durumunda öğrenir.

Horlama nasıl tedavi edilir?


Uyku sırasında solunumun kesilmesine neden olmayan bu tip horlamalar, uyku pozisyonunun değiştirilmesi, daha yüksek yastıkta uyunması, fazla kiloların verilmesi, hafif yiyecekler tüketilmesi, alkol ve sigara kullanımının bırakılması ve burun bandı kullanılması gibi çözümler de önlenebilir. Horlama nasıl geçer sorusuna verilebilecek en basit yanıt budur. Ancak tüm bunlara rağmen horlama şiddeti azalmıyorsa kişi kulak burun boğaz uzmanına başvurmalıdır. Hekim tarafından yapılan muayene ve ek tetkikler sonucunda horlamaya neden olan etkenler saptanır ve uygun tedavi düzenlenir. Bazı durumlarda multidisipliner bir yaklaşım ile ağız içi alet kullanımı önerilebilir. Ağız içi alet, diş hekimleri tarafından kişiye özel olarak yapılan, uyku öncesi ağza takılarak, dilin arkaya doğru hareket etmesini engelleyen ve ağız içi boşluğun artırılmasını sağlayan bir tür protezdir. Bir diğer tedavi yöntemi de cerrahi operasyondur. Ancak basit horlamaya bağlı olarak operasyon yapılmadan önce kişinin uyku laboratuvarında yatırılması ve uykusunun incelenmesi gerekir. Bazı durumlarda horlama, rahatsızlık olarak değil, bir belirti olarak da ortaya çıkabilir. Tıkayıcı uyku apne sendromu olarak adlandırılan bu rahatsızlık dünya çapında %3 oranında görülse de 50 yaşın üzerindeki kilolu erkeklerde bu oran %50'ye kadar yükselir. Uyku apnesi tedavi edilmediğinde kalp ve beyin damarları etkilenir. Cinsel isteksizlik, migren, yüksek tansiyon gibi rahatsızlıkların yanı sıra kalp krizine de yol açabilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Deprosyon Nedir?

Depresyon Yaşam şartlarının zorluğu düşünüldüğünde artık birçok kişi depresyonda olduklarını söylüyor. Ancak günlük yaşam içinde zaman za...